Türkiyenin İlk ve En Gelişmiş Girişimci Kaynakları Sitesi


Biz Kimiz Hizmetlerimiz İş Fırsatları Kurumsal üyelik İletişim
Geri Ana Sayfa
  
Kullanıcı
Şifre  
 

Şifremi Unuttum
Bireysel Üyelik
Kurumsal Üyelik
İlan Başvurusu


 
 
ULUSLARARASI STRATEJİK İTTİFAKLAR
 
 

İŞ ORTAKLIKLARI VE ŞİRKET BİRLEŞMELERİ

Gelecekte hayatını sürdürecek firmalar kesinlikle geleceği görebilen firmalardır. Geleceği ve geleceğini kestiremeyen firmalar ise yok olmaya mahkumdurlar...

GİRİŞ

Ülkelerin geleceklerini biçimlendirme endişeleri veya istekleri tarih boyunca hep olagelmiştir. Bu istek veya endişelerin kaynağı lider olma, olası tehlikeler, toplumsal refah gibi güdüler olabilir. Toplumsal geleceğin biçimlendirilmesini bir “lider” isteyebileceği gibi bu, toplumun ortak bir hedefi olarak da ortaya konulabilir.

En genel anlamı ile “planlama” kavramıyla özetleyebileceğimiz geleceği biçimlendirme çabaları deterministik yaklaşımlardan, karmaşık sezgisel modellere kadar uzanan pek çok örnekleri ile çıkmaktadır karşımıza. Geleceği biçimlendirme uğruna hedeflerin konulduğu ve kaynakların bu hedeflere ulaşmak üzere seferber edildiği pek çok çabanın başarısızlıkla, hüsranla sonuçlandığı ya da en azından “başka bir yolu yöntemi olamaz miydi?, veya “neden şunlari da öngöremedik? veya “şunlari da öngörebilseydik daha iyisi olamaz miydi? ya da daha kötüsü “değer miydi?” sorularının sorulmak durumunda kalındığı bir gerçektir.

Bir başka gerçek ise gelecek biçimlendirilirken bir anlamda toplumsal paylaşımın da yeniden biçimleneceği ve hepsinden önemlisi ülkenin dünya bütününde payını belirleyecek yeni rolünün de tanımlanacak olmasıdır.

Bilim-teknoloji-üretim sarmalının giderek birbirinin içine girmesi ve “küreselleşme” bağlamında değişen dünya koşulları; ülkelerin varlıklarını sürdürebilmeleri ve toplumsal refahlarını yükseltebilmeleri için bilim ve teknolojiyi esas alan, ulusal motiflerle donatılmış politikalar üretmelerini ve bunları yaşama geçirecek araçlar geliştirmelerini gerekli kılmaktadır. Günümüzde değişkenliğin yanı sıra “sürdürülebilirlik”, “sosyal istemler”, “çevre” gibi etkenlerin giderek önem kazanması da geleceğini biçimlendirmek isteyen ülkelerin esnekliği, katılımcılığı, ulusal yetenekleri artırmayı esas alan “öngörü” yöntemlerini kullanmalarını gerektirmektedir.

Türkçesini öngörü olarak kullandığımız “foresight” teknikleri bu bağlamda günümüzde en yaygın kullanılan geleceği biçimlendirme araçlarıdır.

CAMBRİDGE “ÖNGÖRÜ GÜNLERİ”

Son bir kaç on yılda, Almanya’dan Yeni Zelanda’ya, İrlanda’dan Güney Kore’ye, İngiltere’den Japonya’ya kadar bir çok ülkenin geleceklerini yöntemde farklılıklar gösterse de öngörü teknikleri kullanarak biçimlendirmeye çalıştıklarını görmekteyiz. Bu bağlamda düzenlenen pek çok kongre ve benzeri etkinliklerde uygulamaların sonuçları tartışılmakta ve yaygın bir ağyapı(network) oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Bu etkinliklerden biri de l2-14 Mart 2000 tarihlerinde, Cambridge-İngiltere’de, İngiltere Ticaret ve Endüstri Bakanlığı (DTI) için Cambridge Üniversitesi İmalat Enstitüsü (Institute for Manufacturing) tarafından, “UK Foresight” programının ikinci turunu destekleme kapsamında “Informan 2000” başligiyla uluslararasi bir çaliştay (workshop) olarak düzenlendi.

Bugünkü yapilanmasinin temelleri 1200’lü yıllara uzanan Cambridge, günümüzde dünyanın sayılı bilim ve teknoloji merkezlerinden biri. 26 koleji, bunlara bağlı enstitüleri, araştırma merkezleri, müzeleri ile dev bir bahçenin içinde yer alan bir üniversite-kent görünümünde Cambridge. Londra’yı Cambridge bağlayan koridor ise bilimin teknolojiye çevrildiği bir laboratuar sanki (ülkemizde bilim üreten kurumların bu alandaki aymazlıklarını düşünmeden edemiyorum). Cambridge’ in insana bilim yapmak dışında seçenek bırakmayan doğal çevresi, yüzyılların oluşturduğu gelenekleri ve çağdaş yanı, teknoloji ile kucaklaşmış kolejleri tek başına bir inceleme ve yazı konusu.

Bu yazıda, çalıştayın sonuçları “Küresel İmalat Yönelimleri” ve “İmalat Öngörü Yöntemleri” başliklari altinda özetlenecek ve Cambridge izlenimleri sizlerle paylaşilacaktir.

Ingiltere ve Öngörü

Ingiltere’de öngörü çalışmaları, devletin bilim, mühendislik (sanayi) ve teknoloji politikalarının gözden geçirilmesi amacıyla 1994 yılında başlatıldı. “Foresight Directorate” ve “Office of Science and Technology” tarafından yürütülen çalışmaların ilk çıktıları 1995 yılında yayınlandı. Öngörü Programı’nın ilk “raundu” sonunda ortaya çıkan en önemli sonuç: Yeni raundda imalat sanayii için ayrı bir panel açılmasının gerekliliğinin tespit edilmesi oldu. “Foresight Manufacturing 2020 Panel” 1 Nisan 1999’da başlatildi. Panelin amaci 2020 yili ve sonrasinda güçlü ve küresel rekabet gücüne erişmiş bir Ingiltere imalat sektörü oluşturabilmek için gereken eylemleri başlatmak olarak belirlendi.

Bu gereksinimi en güzel açiklayan Nick Schele’nin (Panel Chair) söyledikleri olsa gerek: “değişim yeni olasılıklar ve olanaklar getirecektir. Eğer buna İngiltere hazır olmaz ise, kaybedeceğiz. Eğer siz (firmalar) hazır olmaz iseniz siz de tarih olursunuz.

İmalatın ana tema olarak seçilmesinin somut gerekçesi ise, İngiltere’nin dış satımının % 60’ ını imalat sektörünün oluşturması ve işlendirme (istihdam), refahın yaratılması ve yaşam kalitesinin büyük oranda imalata dayanması gerçeğidir. (Burada 1980 sonrası üretmeden de kazanılabileceğini söyleyenlerin, hatta ülke politikasını bunun üzerine oturtmaya çalışanların kulaklarının çınlatılması gerekiyor.)

İmalat Paneli’nin amacının gerçekleştirilebilmesi için,

• 2020 yılına kadar imalat sektörüne etki edecek yönelimlerin belirlenmesi,

• iş dünyasina, gelecekle ilgili stratejik olarak düşünmenin öneminin anlatilmasi,

• firmaların kendi stratejik planlamalarını yaparken uygulayacakları imalat öngörü çalışmaları için kılavuz oluşturulması gerekli görülmüştür.

Söz konusu Çalıştay’da İmalat Paneli,

- Küresel imalat yönelimleri konusunda uluslararası görüşlerin ortaya çıkartılması ve tanımlanması,

- En iyi uygulamanın (best practice) belirlenmesi amacıyla imalat öngörü yöntemlerinin kıyaslanması,

- Uluslararası bir öngörü ağyapısının oluşturulması amacıyla düzenlenmiştir.

ABD, Japonya, Çin ve Avrupa’dan 15 ülkenin, kamu ve özel kesiminden teknisyenler, sanayiciler, karar vericilerden oluşan 40 temsilcinin katildigi Çaliştay’da , “Küresel imalat Yönelimleri” ve “İmalat Öngörü Yöntemleri”, ülke sunuşlari ve beyin firtinasi toplantilari ile ele alinmiştir.

Küresel Imalat Yönelimleri

Ülke sunuşlari ve beyin firtinasi toplantilari sonucunda küresel imalat yönelimlerine etki eden etmenler önem sirasina göre irdelenmiştir.

• Küreselleşme/uluslararasilaşma

Bu başlik altinda, küreselleşme ve uluslararasilaşmanin etkisiyle ürünlerin ve pazarin küreselleştigi, teknoloji transferinin arttigi, imalat sistemlerinin küresel bir agyapi oluşturdugu saptamalari yapilmiştir. Bu durum firmalari, yapilanmalarindan stratejilerini oluşturmaya kadar pek çok konuyu yeniden ele almalarini gerektirmektedir.

• ET/e-ticaret

Enformasyon teknolojileri (ET), hızlı iletişim ve internet yeteneği, bilgiye erişimi ve ürünün bütünsel olarak modellenebilmesini sağlamaktadır. e-ticaret ise satıştan pazarlamaya, iletişimden ticarete kadar sunduğu yeni olanaklarla bütün yapılanmaların yeniden oluşturulmasını gerektirmektedir.

• Ticarileştirme/müşteri yönelimli işlemlerde artiş

Müşteri istemlerinin karşilanmasinin (ürünün istenen fonksiyonda, maliyette ve kalitede olmasi ve istenen zamanda saglanmasi M .A) giderek önem kazanmasi firmalari, a) müşterinin ne istediginin önceden bulunmasi, b) bunu karşilayacak kapasitenin oluşturulmasi gibi iki önemli konuyla karşi karşiya birakmaktadir.

• Demografik/sosyolojik yapı ve yaşam biçimi

Gelişmiş ülkelerdeki ortalama yaşam süresi artarken, gelişmekte olan ülkelerde hızlı nüfus artışının sonucu genç nüfus artmaktadır.

Demografik yapıya (ve küreselleşmeye) bağlı olarak yaşam biçimleri ve istemler değişmektedir. Firmalar bir yandan bu değişimi iyi analiz etmek bir yandan da, eğitim sistemini etkileyecek, yeni üretim biçiminin gerektirdiği iş gücünün özelliklerini tanımlamak durumundadırlar.

• Çevre/sürdürebilirlik

Çevresel duyarlılığın artması ve çevre ile ilgili kuralların gözetilmesi firmalar için moral (ahlaki) bir konu olmanın ötesinde gelecekte onları ticari olarak rakiplerinden farklı kılacak bir noktadır.

• Ürün yaşam döngüsü maliyeti

Bir ürünün yaşam döngüsü boyunca (kavram geliştirmekten, üretim, dagitim ve ürünün yok edilmesi süreci) maliyetlerinin giderek önem kazanmasi, firmalarin yapilarini da üretim esasli olmak yerine servis esasli olmaya yöneltmektedir.

• Karmaşiklik/degişimin ivmesi/belirsizlik

Degişimin ivmesi, büyük belirsizlikleri ve süreksizligi de birlikte getirmektedir. Degişim yalnizca teknolojik yenilikler (inovasyon) alaninda degil ticari boyutta da giderek artan bir degişim yaşanmaktadir.

• Paydaşlarin önemi

Artan ticari ve rekabetçi ortamda paydaşlarin öneminin daha çok vurgulandigi görülmektedir. Sermayeye daha fazla gerek duyulmasi firmalari. degerlerini paydaşlarina daha fazla gösterme geregini dogurmaktadir. Bilginin artmasi ve aktarilmasinin kolaylaşmasinin getirdigi şeffaflik, yönetimlerin kendi önceliklerini degil paydaşlarinin önceliklerini yönetmelerini daha önemli kilmaktadir

• İçsel kapasite

Bir firmanın içsel birikimi, imalat teknolojilerinde yenilikler yapabilmesi, pazarın değişimlerine yanıt verebilmesi. üretim yapabilmesi ve iş stratejilerini başarıyla uygulamaya sokabilmesi için gereklidir. Bu anlamda içsel birikim; sahip olunan makine ve proseslerle işgücünün bilgi birikimi ve becerileridir. Bu birikimin kullanılma becerisi ise bir firmayı “uzak görüşlü firma” yapacaktır.

• Maliyetin azaltılması

Rekabet arttıkça tedarik zinciri içinde yer alan müşterilerin daha çok dikkate alınması ve ayrıntıda düşünülmesi gerekmektedir. Müşteriler artık yalnızca satış fiyatını değil, ürünün yaşam süresi boyunca oluşan bütün maliyetleriyle ilgilenmekte ve bu maliyetlerin düşürülmesini beklemektedirler.

• Hızlı geliştirme

Değişimin hızlanması bütün üretim sürecinin de sıkıştırılması anlamına gelmektedir.Yeni bir ürün veya teknolojinin daha kısa sürede ortaya çıkartılması beklenilmektedir. Hızlı geliştirme; “rapid design”, “rapid prototyping”, “rapid manufacturing” gibi kavramlar üretimin yeniden tasarımlandırılmasını gerektirmektedir.

• Tedarik zincirinin saydamlığı

Enformasyon teknolojisinin sağladığı olanaklar (internet) en küçük satın almalarda bile uluslararası rekabete neden olmaktadır. Böylece firmalar tedarik zincirinin her noktasında maliyetlerin aşağı çekilebilmesi olanağını yakalayabilmektedirler. Bu değişiklik firmaların zincir boyunca ve derinliğince daha çok işbirliğine açık ilişkiler kurulmasını gerektirmektedir.

• Yaşami destekleyen ürün ve hizmetler

Tüketici (müşteri) rahat edecegi bir çevre talep etmektedir. Tüketicinin çevresel endişeleri(duyarliliklari) donanimlarin yenilenmesini, “kaldır at” yaklaşiminin degiştirilmesini, çevre ile uyumlu “smart” ürünlerin tasarımlandırılmasını gerektirmektedir. Bu durum, bir firmanın değerlendirilmesinde. sosyal, moral ve çevresel etmenlerdeki yaklaşımları öne çıkarmaktadır.

• Zincirlerin ve ağyapıların oluşması

Bilginin daha serbest bir dolaşım ortamında olmasından firmaların daha etkin bir biçimde yararlanabilmeleri. “bilgi ağyapıları” kurabilmeleri ve rekabet ederken işbirligi edebilme becerilerine bagli olacaktir.

• Yerel sosyo-ekonomik beklentiler

21. y.y’ da firmalar pek çok farklı kesimin gereksinimlerine yanıt vermek durumunda kalacaklarını kavramak durumundadırlar. Sorumlulukları bir yandan paydaşlarına bir değer yaratırken diğer yandan müşterilerine tedarikçilerine ve yerel çevrelerine (çalışanları ve içinde yaşadıkları toplum) karşı olacaktır.

• İmalatta Küresel Eğilimlere Karşı Firma Düzeyinde Davranışlar

Çalışmanın ikinci bölümünde, yukarıda sıralanan imalat sektöründeki küresel eğilimlere uygun olarak firmaların kendi içlerinde yapmaları gerekenler ele alınmıştır.

• İnsan kaynakları

İmalat sektöründeki firmaların insan kaynakları ile ilgili yüz yüze kaldıkları konular gelecekte yaratıcı stratejiler geliştirmelerini gerektirecek çok büyük önem taşıyacaktır. Bu konulardan bir bölümü; açık, esnek, yalın, hiyerarşi dışı, sınırların olmadığı yapılanmalarda çoklu yeteneklerle donatılmış disiplinler arası işgücünün işlendirilmesi ile ilgili olacaktır. Firma düzeyinde işlevlerin radikal bir biçimde yeniden tanımlanması, yenilikçilik (inovasyon kültürünün oluşturulması ve sürekli öğrenme de gündemdedir. Giderek artan genç nüfusa beceri kazandırılması ve işlendirilmesi firmaları da ilgilendiren bir konudur. Gelişmiş ülkelerdeki işçilik maliyetlerinin yüksekliğinin giderilmesi için ürün ve hizmet üretiminde nitelikli işgücünden (sophisticated skills) daha çok yararlanılmasını gerektirmektedir.

• Düzenlemeler (regulations)

Toplumun korunması bağlamında olumluluk taşıyan düzenlemelere firmalar da hızla uyum sağlamak durumundadırlar. Küresel üretim yapan firmaların ürünlerinde ulusal düzenlemeleri dikkate alan uyarlamalar yapabilmeleri rekabet güçlerini artıracaktır.

• Entellektüel varlık/bilgi (knowledge) yönetimi

Firmaların değerlerinin ölçülmesinde, sahip oldukları yeteneklerin ve bilgi birikiminin, fiziksel varlıklarının değerlerinden daha çok dikkate alınmakta olduğu görülmektedir. Firmalarda çalışanlar entellektüel bir “paydaş” olarak görülmekte yapılanmalar “bilgi yönetimi” esas alınarak düzenlenmekte ve sürekli öğrenme eğrisi izlenmektedir. ikincil firmalar (tedarikçiler, bilgi yoğun küçük firmalar M.A) kilit bilgilere sahip firmalar olmaktadır. Fikri mülkiyet hakları (intellectual property rights-IPR) bir yandan engeller oluştururken diğer yandan bilgi ve yenilikçilik “özgün üstünlük” ler oluşturmaktadir.

• Dinamik tedarik zinciri ağyapısı

Firmaların olduğu gibi tedarik zincirlerinin de esnek yapıda olmaları gerekir. Tedarik zincirinde yer alan bütün firmaların son kullanıcının (müşterinin) istemlerini karşılamak üzere etkileşim ve iletişim içinde olmaları beklenir.

• Ürün ve süreçlerde yenilik

Değişen ve taleplerin arttığı pazarda yenilik (inovasyon) kaçınılmazdır. Firmaların rekabet üstünlüğü sağlamaları ürün ve kullandıkları süreçlerde yenilikçi olmalarına bağlıdır. Ürün ve süreçlerin kendi kendilerini yenileyebilmeleri (üretebilmeleri) için yenilikçiliğin firmada holonik üretim, yapay zeka, kendi kendine bakım, öz değerlendirme gibi araçlarla içselleştirilmiş olması gerekir.

• Pazara duyarlılık

Küresel bir pazarda firmalar bölgesel ve kültürel farklılıkları da dikkate alarak ürün ve süreçlerin yerelleştirilmesi ile üretimin ekonomik boyutu arasında bir denge oluşturabilmelidirler.

• Yüksek katma değer içeren ürünler

Gelişmiş ülkelerdeki imalat firmalarının sahip oldukları teknolojilerle, daha düşük maliyetle üretim yapabilen gelişmekte olan ülke imalatçılarıyla rekabet edebilmeleri güçtür. Bu firmaların hayatta kalabilmeleri, kazanılmış üstünlükleri ile katma değeri yüksek (yüksek beceri içerikli) ürünler üretmelerine bağlıdır.

• Tersine imalat

Parçalara ayırma (disassemble) ve geri döngü maliyeti ürünün bütün yaşam döngüsü maliyeti içinde giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle, bu konuların tasarım aşamasında ele alınması rekabet üstünlüğü sağlayacaktır.

• Bilgi kaynaklarının yönetimi

Giderek artan bilginin etkin yönetimi başarılı firmaların belirleyici özelliği olacaktır.

• Eşzamanli mühendislik

Maliyetlerin düşürülebilmesi için tasarim ve imalat süreçlerinin birlikte ele alinmasi ve risk ve kazanci da içerecek biçimde tedarik zincirine yayginlaştirilmasi gerekmektedir. Bu ise zincirde yer alan firmalarin yüksek güven saglayacak biçimde birbirlerine karşi şeffaf olmalarini, ilişkilerde bürokrasinin azaltilmasini ve ana firmanin yaratilan katma degeri diger firmalarla paylaşmasin gerektirir.

• Yeni engeller

Geleneksel olarak yeni firmaların oluşmasında engel olarak görülen finansmanın (kapital) yerini “bilgi” almaktadır. Yerleşik (geleneksel) firmaların bu engeli kullanarak kendilerini koruyabilmeleri için “bilgi” yeteneklerini sürekli geliştirmeleri gerekmektedir.

• İmalatın bilgi ve uzmanlığa dayalı olarak yeniden yapılanması

Klasik endüstriyel ekonomistler, bilginin bir maliyeti olduğundan hareketle büyük firmaların bu konuda üstünlükleri olduğunu ileri sürerler. Ancak bilginin giderek şeffaflaşması (ve erişilebilirliğinin artması M.A) ve ucuzlaması bu savı geçersiz kılmaktadır. Ürün ve hizmetlerin artık yalnızca bir firma tarafından değil, imalat zincirinin tamamınca veriliyor olması bu zincir içinde yer alan firmalara uzmanlaşarak ayırt edici ve rekabetçi üstünlükler sağlamaları şansını vermektedir.

• Coğrafi olarak yaygın yatırımlar

Küreselleşme ve internet, coğrafi olarak yaygın yatırımların ortaya çıkmasında iki ana etkendir. Bu durumda, oluşturulan bilginin bütün yapıda dolaşımının sağlanması düşünülmesi gereken bir konu ise de, kaynakların (fiziksel ve zihinsel) hareketi öncekine göre daha kolaydır. Coğrafi olarak yaygın yatırımların en önemli üstünlüklerinden biri: yerel olarak imalat yapabilme yetenekleridir.

Böylece firma yalnızca lojistik maliyetini düşürmekle kalmamakta yerel farklılıkların uyumlulaştırılmasında da daha esnek olabilmektedir.

• Ağyapılar

Pazar değişimlerine (zamanında M.A) yanıt verebilmek ve esnek olabilmek için firmaların faaliyet alanlarını kapsayacak biçimde ağyapılar kurmaları ve genişletmeleri gerekmektedir. Firma içi ve firmalar arası oluşturulması gereken bu ağyapılar, pazar bilgilerini içermeli, ilişkiler saydam olmalı, ortakların paylaşılmış sorumluluğunu yansıtmalı, hızla oluşturulup bitirilecek stratejik ortaklıkların kurulmasına ve ürün ve proje geliştirilmesine olanak verebilmelidir. Bürokratik yaklaşımlar ve kontrole dayalı ilişkiler sorunlar doğuracaktır.

• Minimum stoklu fabrikalar

Kullanılmayan sermaye anlamına geldiğinden ve üretimin etkinliğini düşürdüğünden firmalar minimum stokla çalışmak zorundadırlar. Firmaların oluşturacakları esnek ve enerjik yapılar müşteri isteklerini daha düşük maliyetle karşılayabileceklerdir. Amaç “bir birimlik” üretim partileri oluşturma yetenegi kazanabilmektir

TEKNOLOJIK KAPASITENIN ARTIRILMASI IÇIN GELECEK KESTIRIMI (Forecasting) VE GELECEK ÖNGÖRÜSÜ (Foresighting)

Kestirim ve öngörü, tanimli teknikler kullanilarak gelecege bakmaktir. Konumuz özelinde, toplumun kalitesini artirma, rekabet üstünlügü ve sürdürülebilir bir gelişme saglanabilmesi amaciyla kaynaklarin (güçlü ve zayif yönler belirlenerek) olasi senaryolara yönlendirilmesidir. Bu tür çalişmalar ile ülkenin sahip oldugu teknoloji yeteneklerinden hareketle, edinilmek istenen yetenek düzeyi için hangi alanlarda hangi teknolojilere sahip olunmasi gerektigi belirlenmektedir. Ayrica gerekli görülen teknolojik yeteneklere erişmek için hükümetlerin, bilim adamlarinin ve üretim kesimlerinin yapmalari gerekenler de ortaya konulmaktadir.

Uygulamada kestirim ve öngörü çalişmalari ile gelecege ilişkin olasi ve olanakli senaryolar oluşturulmasinin ötesinde,

- ulusal bilim teknoloji ve sanayi “takımının” karşit oyuncularini bir araya getirilmesi,

- daha iyi bir iletişim, etkileşim ortami yaratarak, karşilikli anlayişi saglanmasi,

- ulusal bir uzlaşma zemini oluşturmasi gibi olanaklar saglanmaktadir.

Teknolojik Öngörü: Bilim adamlari, mühendisler, sanayiciler, kamu görevlileri ve diger paydaşlarin, olasi ve olanakli en büyük ekonomik ve toplumsal yarari saglayabilecek stratejik araştirma alanlarinin ve gelişen teknolojilerin belirlenmesi amaciyla bir araya getirilmesi işlemidir.

SONUÇ

Ülkeler, gelecekle ilgili endişelerini en aza indirebilmek, olabildigince uzagi görebilmek için ülke çapinda veya sektörel düzeyde degişik çalişmalar yapmaktadirlar. Bu çalişmalarin ortak noktalarini, katilimcilik, yenilikçilik, öz degerlendirme, kiyaslama oluşturmaktadir. Uygulandiginda güçlü ve zayif yönleri ortaya koyabilen, iyileştirmeye açik alanlari gösteren öngörü çalişmalarinda yer alan temel kavramlar, Toplam Kalite Yönetimi literatüründen bize de yakin olan kavramlar. Daha şimdiden degişik düzlemlerde öngörü gruplari arasinda ag yapilar oluşmuş durumda. Ülkemizin gelecegini “esen rüzgarlara” bırakmamak, yalnızca bize başkalarınca öngörüler rollerle yetinmemek, geleceğimizle ilgili kararları toplumca verebilmemiz için öngörünün iyi bir araç olabileceğini düşünüyorum.

Kaynak: Müfit AKYOS(TÜBİTAK-TİDEB Dairesi Eski Başkanı )TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ DERGİSİ, 5mworld online dergi