Bilindiği üzere risk sermayesi yatırımları özellikle ABD’ de başarılı
şekilde uygulanmaktadır. ABD’ de Macintosh bilgisayarlarının üreticisi
Apple Computer İnc ve Digital Equipment Corporition şirketleri risk
sermayesi yatırımları ile kurulmuş şirketlerdir. ABD’de risk sermayesi
yatırımlarını gerçekleştiren kuruluşlar olan SBIC’s önceleri yatırımlarını
ortaklık yerine faizli kredi tahsisi şeklinde gerçekleştirirken,
bu uygulamanın başarılı sonuçlar vermemesi üzerine risk sermayesi
yatırımları ortaklık şeklinde şirket sermayesine katkı olarak dönüşmüş
ve emeklilik fonlarının risk sermayesi şirketlerinin hisse senetlerini
satın alabilme imkanlarının getirilmesiyle bugünkü durumuna gelmiştir.
Japonya’da 1974 yılında risk sermayesi girişim merkezi kurulmuş
olup, KOBİ’lere bankalarca verilen yatırım kredilerinin %80’ i oranında
kefalet verilmektedir. Japonya’da risk sermayesi şirketleri önceleri
kamu kuruluşlarının desteğinde kurulmuş daha sonra banka ve aracı
kuruluşlar tarafından kurulan risk sermayesi şirketleri ile geliştirilmiştir.
ABD’nde risk sermayesi yatırımları daha ziyade başlangıç sermayesinin
sağlanmasında ağırlık kazanırken Japonya’da genelde gelişme aşamasındaki
şirketlere yönelmektedir. Japonya’da risk sermayesi şirketlerince
desteklenen firmaların üçte ikisi 10 yıldan eski şirketlerdir.
Avrupa Topluluğu ülkelerinde risk sermayesi kaynaklarının büyük
bir bölümü bankalar tarafından yaratılmaktadır. Genel olarak AT
ülkelerinde risk sermayesi yatırımı işletmenin hisse senetlerini
alarak değil borç karşılığı kredi verilerek yapılmaktadır. Çünkü
bankalar risk almaktan kaçınmaktadırlar. Avrupa’da bu konuda en
gelişmiş ve köklü uygulamalara sahip ülke İngiltere’dir. İngiltere’de
holdingler, bankalar ve bölgesel kuruluşlar risk sermayesi kaynağını
oluşturmaktadır. Bankalar gelişme potansiyeli taşıyan küçük ve orta
boy işletmelerin hisse senetlerini satın alarak bu şirketlere ortak
olmakta ve gerekli sermeye desteğinin sağlamaktadırlar.
Fransa‘da bankalar risk sermaye sektörüne ağırlıklı paya sahiptirler.
Almanya’da ise risk sermayesi kamu şemsiyesi altında gelişmiştir.
1978 yılında 28 Alman bankasının katılımıyla büyük çapta bir risk
sermayesi şirketi kurulmuştur. Devlet bu şirketin zararlarının %75’
ini karşılamayı taahhüt etmiştir. Ancak bu uygulama başarılı sonuçlar
vermemiş ve kurulan şirket uzun zaman zarar etmiştir. Zarar etme
nedenleri arasında bu şirketin yönetiminin oldukça bürokratik yapıda
olması ve çok sayıda temsilciden (bankalar, sanayiciler, bürokratlar)
oluşması ve kamunun proje değerlendirici durumda olması gelmektedir.
Dünya’da risk sermayesi yatırım ortaklıkları ihtisaslaşmışlardır.
Hemen hemen her alanda yatırım yapmaktadırlar.
Ayrıca risk sermayesi sisteminin başarısı ve bu derece yaygın olmasının
sebebi küçük işletmelerin hisselerinin işlem gördüğü borsaların
olmasıdır. Bu tür piyasaların dünyada ki en iyi örneği NASDAQ borsasıdır.
Tamamen KOBİ’lere yönelik olarak elektronik ortamda işlem yapmaktadır.
Bunun yanında Avrupa’da ESDAQ, Japonya’da JASDAQ, İngiltere’de Alternative
Inverstment Market (AIM), Almanya’da Neue Markt, Fransa’da Nouveau
Marche, Kanada’da Vencuver Borsası da küçük ve orta boy işletmelerin
işlem yapmaları amacıyla kurulmuş diğer borsalardır.
Ülkemizde risk sermayesi alanında çalışmalar özellikle 1980 yılından
sonra zaman zaman hızlanarak sürdürülse de, genelde istenilen sonuçlara
ulaşılamamıştır. 1993 yılında SPK Kanunu’na dayandırılarak çıkarılan
seri VIII, 21 sayılı “Risk Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin
Esaslar Tebliği” ile konu yasal düzenlemeye kavuşmuştur. Ancak tebliğin
yürürlüğe girmesinden itibaren üç yılı aşkın süre geçmesine rağmen
sadece bir banka iştiraki şeklinde risk sermayesi yatırım ortaklığı
kurulabilmiştir. 1998 yılında söz konusu tebliğde değişikliğe gidilerek,
kurulacak şirketlerin kuruluş sermayesi 500 Milyar TL’ ye çıkarılmış
ve yatırım alanlarında esneklik getirilmiştir. Tebliğin ana ilkeleri
şöyledir;
Tebliğ’de risk sermayesi yatırımının tanımı; girişim şirketlerinin
birinci el piyasalarda ihraç ettiği sermaye piyasası araçlarına
yapılan uzun vadeli yatırımlar şeklinde tanımı yapılmıştır. Ayrıca
risk sermayesi yatırımının, girişim şirketlerine ortak olmak suretiyle
yapılabileceği gibi bu şirketlerin ihraç ettiği borçlanma senetlerinin
satın alınması suretiyle de yapılabileceği şeklinde açıklanmıştır.
Girişim şirketlerinin, sınai zirai uygulama ve ticari pazar potansiyeli
olan araç, gereç, malzeme, hizmet veya yeni ürün, yöntem, sistem
ve üretim tekniklerinin meydana getirilmesini veya geliştirilmesini
amaçlamaları ya da yönetim, teknik veya sermaye desteği ile bu amaçları
geliştirebilecek durumda olmaları gereklidir.
Risk sermayesi yatırım ortaklıklarının, kayıtlı sermayeli anonim
şirket şeklinde kurulması, çıkarılmış sermayesinin asgari %49’u
oranındaki hisse senetlerini, bu tebliğ'de belirlenen süre ve esaslar
dahilinde halka arz etmek üzere kurulmuş olması, başlangıç sermayesinin
500 milyar TL’den az olmaması ve hisse senetlerinin nakit karşılığı
çıkarılması söz konusu tebliğde açıkça belirtilmiştir.
Mevcut Örnek (Vakıf Risk Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş.)
Ülkemizde tek risk sermayesi yatırımı yapan, Vakıf Risk Sermayesi
Yatırım Ortaklığı A.Ş. 1996 yılında Vakıf Bankası’nın bir yan kuruluşu
olarak kurulmuştur. Bankadan bağımsız özerk bir yapıda yönetilmektedir.
Şirketin kayıtlı sermaye tavanı 2 Trilyon TL ve ödenmiş sermeyesi
250 Milyar TL’dir.
Vakıf risk tarafından yatırım yapılan şirketler sektörel, teknik
ve finansal analiz sonucunda belirlenmektedir. Bu aşamada yazılım,
bio-teknoloji, kompozit malzeme ve makine imalat sektörleri öncelikli
sektör olarak tercih edilmektedir. Şirket 2000 yılı içinde borsaya
kote olmuştur. Portföyünde üç şirket yer almaktadır.
Şirketin ilk yatırımı, ODTÜ-KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde
faaliyet göstermekte olan Teknoplazma A.Ş. dir. Fiziksel buharlaşma
yöntemi ile çalışan bir kaplama reaktörünü Türkiye de ilk kez tasarlamış
ve üretmişlerdir. Kalınlıkları 1 ila 5 mikron arasında değişen amorf
tıpkı elmas karbon (ATEK), titanyum, carbon ve nitrat bileşenleri
ile bunlar gibi aşınmaya dayanıklı, sert seramik kaplamalar üretmekte
ve pazarlamaktadır. Vakıf risk A.Ş. sözleşmede yazılı süre sonunda
(5 yıl) hisseleri ya firmaya geri satarak yada şirket borsaya kote
olursa borsa’da satarak ortaklıktan ayrılacaktır.
İkinci yatırımları ise, Ege Serbest Bölgesinde faaliyete başlayan
İnova Biyoteknoloji A.Ş. dir. Hepatit A, hepatit B, HIV, vs. gibi
hastalıklar ile hamileliğin hızlı bir şekilde teşhis edilmesinde
kullanılan tanı kitleri için gereken nanopartikül, antijen ve antikorların
üretilmesi, üretilen nanopartiküller ile antijen ve antikorların
konjükasyon yolu ile birleştirilerek tanı kitleri üretilmesini gerçekleştirecektir.
Üçüncü yatırımları ise, bir İnternet servis sağlayıcısını bünyesinde
bulunduran Ortadoğu yazılım Hizmetleri A.Ş. ‘dir. ODTÜ yerleşkesi
içinde faaliyet gösteren şirket Türkiye’nin ilk İnternet servis
sağlayıcısı TR-NET’i kurmuştur.
Ülkemizdeki Diğer Risk Sermayesi Yatırımları:
1991 yılında Banker Trust ile Türk Petrol Holding’in ortaklığında
gerçekleşmiştir. Bu girişim Banker Trust’un Türkiye ile ilgili politikasının
değişmesinin ardından 50 Milyon USD iade edilmesi ile son bulmuştur.
1993 yılında risk sermayesini teşvik etmek amacıyla bazı düzenlemeler
yapılmış ve dönemin bir çok bankası bu fırsattan yararlanmak için
risk sermayesi ortaklıkları kurmuşlardır. Bu girişimlerden Vakıf
Risk S.Ş hariç diğerleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
1995 yılında Sparx Asset Management Türkiye’de yatırım yapmak üzere
ofis açmıştır. Sparx, Türkiye’de 7 şirkete toplam 40 Milyon Dolar
tutarında yatırım yapmıştır. Yaptığı yatırımlardan (Ünal Tarım ve
Arat Tekstil) ikinci yılın sonunda halka arz yoluyla önemli oranlarda
KAR sağlayarak çıkarken, Aba ambalaja yaptığı yatırım başarısızlıkla
sonuçlanmıştır. Halihazırda GSD, Tekstilbank, Rantleasing, Eka Elektronik
ve bir bioteknoloji firmasına yatırımları bulunmaktadır.
Fiba Holding’in bir PE (Private Equity) fonu olarak kurduğu Girişim
Holding sadece bir yatırım yapmış ve Gima’nın çoğunluk hissesini
Dedeman Holding’den almıştır.
1997 yılında Merill Lynch Termo Teknik adlı ısı ekipmanları üreten
kuruluşa yatırım yapmış ve hisselerinin iki katı fazla fiyata İngiliz
Caradon firmasına satmıştır.
Lehman Brothers’ın Superonline yaptığı 70 Milyon Dolarlık yatırım
da bu katagoride sayılabilir.
İş Bankası, yüksek gelişme Potansiyeline sahip olup finansal desteğe
ihtiyaç duyan orta ölçekli teknoloji şirketlerine sermaye yatırımı
yapmak üzere, "Risk Sermayesi Yatırım Ortaklığı" kurma
kararı almıştır. Şirketin kayıtlı sermayesi 200 trilyon, başlangıç
sermayesi ise 20 trilyon TL olarak belirlendi.
|